Morbid Obeziteye Kalıcı Çözüm

Morbid Obezite en yalın haliyle vücut kitle endeksine göre sağlık açısından en riskli gruptur. Bu yüzden hızlı bir şekilde ve sağlığı daha fazla yıpratmadan kilo vermek gerekmektedir. Bu gibi konularda umutsuzluğa düşen hastalar maalesef yanlış yönlendirmeler sonucu önce sahte ilaçlara daha sonra da cerrahiye kayıyor. Sahte ilaçlar hem işi daha da uzatıyor hem de hiçbir işe yaramıyor. Böylece morbid obeziteye sahip hasta kilo veremiyor. Bu umutsuzluk ve alışılmış çaresizlik yüzünden en son tercih edilmesi gereken cerrahi operasyona başvuruyor.

Morbid obezite için genelde mide kelepçesi uygulaması ya da mide küçültme ameliyatı yapılmakta. Yani yaralı parmağı iyileştirmek yerine kestirip atma yöntemine gidilmekte. Mide kelepçesinin ne kadar riskli bir ameliyat olduğu bir gerçek. Sık sık karşımıza çıkan ölüm haberleri de bunu ispatlar nitelikte. Mide küçültme ise yaşam biçiminde bir değişiklik yapılmadığı müddetçe 3 yıl 5 yıl farketmeksizin eski haline gelmekte. Yani mevzu sadece kesip biçmeyle çözülecek bir şey değil.

Bir yaşam biçimi halinde morbid obeziteden kurtulmayı tavsiye ediyoruz. Bu sporla, düzenli beslenme ve bitmeyen motivasyonla mümkün olacaktır. Fakat morbid obezler zaten bunları defalarca denedikleri ve başarıya ulaşamadıkları için üfürükçü diye tabir ettiğimiz sahte diyetisyenlerle cerrahiye yöneliyor. Biz ise noter tasdikli, etkili bir şekilde morbid obezleri olması gereken sağlıklı kiloya düşürüyoruz. Ne sahte ilaçlar, ne şok diyetler ne de cerrahi müdahale.

Umutsuz olsanız da defalarca denemiş de olsanız HK SAĞLIKLI ZAYIFLAMA KAMPI ile bir görüşün. Biz sadece anlık kilo verdirmiyoruz. Hayatınız boyunca bunu korumanızı sağlıyoruz.

 

OBEZİTE HAKKINDA BİLİMSEL ÇALIŞMALAR

zayiflama_kampi_kilo_verme
Beynin Hipotalamus bölgesini etkileyerek besin alımını azaltan, yağ hücrelerinde salgılanan Leptin hormonu ile Pankreasın iç salgısı olan ve yağ dokularıyla orantılı olarak salgılanan, kandan beyne geçerek besin alımını azaltan, İnsülin hormonu gibi bazı belirleyici hormonlar ile ilgili son yıllarda yapılan araştırmalardan, deneysel hayvanlarda %100 kesin sonuç alınmasına karşın, insanlarda yapılan klinik denemelerin çoğunun başarısızlıkla sonuçlanması, obez hastalarının umutlarının boşa çıkmasına neden olmuştur.

     İnsanların davranışlarına temel teşkil eden bilinç ve bilinçaltı hallerini bilimsel testlerle tespit edip anlamak mümkün değildir. İnsan; akıl, şuur, düşünce üretebilme gibi dinamiklere sahip oluşu sebebiyle, diğer canlılar gibi sadece teste tabi tutularak yorumlanabilecek bir varlık değildir. Damak tadı ve göz zevki gibi değişken algılamaların fiziksel etkilerinin yoğunluğu göz önüne alınarak, deneysel hayvanlardan alınan %100 olumlu sonuçların insanlarda aynı etkiyi göstermesi beklenmemelidir. Açıkça bu konudaki teorimi ifade etmeliyim ki; dünyanın sürekli şişmanlaması ve  şişmanlayacak olması, bahsi edilen göz zevki ve damak tadı alışkanlıklarımızın kişinin kendi iç dünyası dışında kontrol altına alınamayacak olmasındandır…

Yaklaşık 30 milyar hücre bulunan insan beyninde, açlık, susama gibi hisler için, Bilim insanlarının, iç organların kontrol merkezi olan Hipotalamus bölgesini incelemekten çok, his ve ruh dünyamızı ilgilendiren, beynin ön-orta kısmında yer alan Talamus merkezini, şişmanlık hastalığı ile ilgili olarak çok daha detaylı incelemelerinin daha doğru ve yararlı olacağına inanıyorum.

Çünkü; bizim his ve ruh dünyamıza etki eden yönlendirmelerin sırrı hala çözülememiştir. O nedenle bilimsel çalışmaların sonlanmasını bekleyerek de kaybedecek yıllarımız yoktur. Çünkü mevcut sistemlerde zayıflayabilme şansımız tamamen kişisel irademiz, kendi iç dünyamız ve bedenimizle ilgili harcayacağımız çabaya bağlıdır..

     O halde tek çözümün kendimiz olduğunu anlar, dışarıdan yapılan müdahalelerin  söz konusu süre içinde geçerliliğini koruduğunu, müdahalenin kalkması ile tekrar eski halimize döndüğümüzün bilincine varırsak hislerimizi, davranışlarımızı, dolayısıyla yeme alışkanlıklarımızı değiştirebilmek için  çaba harcarsak ve  sorunu çözmek adına ancak ve ancak kesin kararlılık gösterirsek zayıflamada başarıya ulaşmamız mümkün olabilir. Aksi durumda ya her zaman aynı söylemleri tekrarlayanların yöntemlerine takılıp kalacağız,  ya da İlacı yut-zayıfla gibi mucize hap beklentileri içinde kendi potansiyelimizi görmezden gelmeye devam ederek, bırakın zayıflamayı, giderek şişmanlayacağız.

Alıntı: Okumuş olduğunuz obezite hakkındaki bilimsel araştırma makalesi VÜCUDUN ŞİFRESİ sitesinden ALINTIDIR. Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ! 

zayiflama-kampi-147

AÇIKLAMA:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. Günlük olarak alınan enerjinin, günlük olarak harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

Obezite çağın en yaygın hastalıklarından biridir. Ve mide kelepçesi, mide balonu gibi ameliyatlar obezite tedavisinde önerilen bir yöntem gibi gözükse de sonrasında çıkabilecek sağlık problemleri için bizler önermiyoruz. Obez insanların başta ALGI DEĞİŞİMİ ve ruhsal arınmaya ihtiyaçları vardır.

HK Performans ailesi olarak geliştirmekte olduğumuz sistemlerimizle cerrahi yöntemlere başvurmadan sizlerin kalıcı şekilde zayıflamasını amaçladık.

Sizlerde www.hk.com.tr adresimizi ziyaret ederek sistemlerimiz hakkında bilgi alabilirsiniz.

Obezite de kalıcı zayıflama hakkında bilgi almak için TIKLAYINIZ.

Obeziteye Kesin Çözümler İçin HK Performans!

Sen benim aileme yeni katıldın.  Ya insan gözlerini açar açmaz KİLOBEKÇİSİNİ yanında ister mi? :))

Bir gün internette geziyorum, VÜCUDUN ŞİFRESİ  kitabı gözüme takıldı yok artık dedim Halil Bey bu kadar kiloyu kısa zamanda nasıl vermiş, inanmadım tabi ama bir umut ya verdim kitap siparişini o gelene kadar daha çok yemem gerekli nasıl olsa ben de bu kadar kısa zamanda zayıflarım dedim…

Kitap elime ulaştı. 49 tane şifreyi kitabı okumadan buldum. Sonra buraya baslamadan kitaplık aldım dizerken yine elime aldım. O bana baktı ben ona… dedim ben sitesine gireyim. Böylece KİLOBEKÇİ MELEĞİMLE tanıştım… İnsanın alışkanlıklarından kurtulması hakikaten zor bir süreç. Bunu aşmam gerek ve o bana her şeyi ögretiyor mesela ben günde 3 tane çikolata yerken üstüne yediğim tatlıların haddi hesabı yok. Tabi o bana bir lokmanın beni 3 günlük açlık hissine bıraktığını söyledi. Bunu bilmiyordum.  Katkı maddelerini biliyordum ama bu kadarını bilmiyordum. Bunlardan yavaş yavaş arınmaya başladım. Ara öğünleri de yemiyorum. Diyetisyen bana günde 4 ara öğün vermişti. İki saatte bir ağzım doluydu önceden… Şimdi ise onu TURBOMEND ile kapatıyorum.

Sonra öğlenleri bana yürü dedi gittim, yürüdüm döndüm baktım aç değilim artık öğleleri aklıma yemek değil, yürümek geliyor ama akşamları için henüz bir şey yapamıyorum. Aç olmasam da illa bir kase çorba içeceğim yani… Alışkanlık ya anneler sağolsun aman aç kalma, yemek yedin mi? Az önce annem bana zorla kızarmış balık yedirecekti, ben istemiyorum dedikçe ”ye ne olur bir yane ye ne olur, kilo yapmaz” dedi. En son ”Yeter!” dedim istemiyorum. İnsana neden zorla yemek veriyorsunuz? Bana bugün kilobekçim dedi ki; ”kızartma yağlı olduğu sende açlık hissi uyandırır” ve ben bugün çok acıktığımı hissettim. Hani bırakın katkı maddeli ürünleri, doğal olan şeylerin bile açlık hissi uyandırdığını söyledi. Bir de hafta sonu derdim var, kalkıyorsun kahvaltı hazır…

Evde durmak çok kötü ya… Ben evdeyken hep yemek yemek isterdim çünkü sürekli aklım mutfakta, sürekli ne yapsam, ne yesem… Kendime çok kızıyordum. Bazen de kendimi başkalarıyla kıyaslardım. O benden çok yedi, neden kilo almıyor ben niye alıyorum? Ben de yiyeceğim derdim.

Bunların da benden farkı sadece fiziki yapıları ki ben de çok ama çok yakın zamanda onlar gibi bir fiziğe sahip olacağım ama her şeyin farkında olarak sağlığım, ömrüm yediklerimden ibaret olmayacak. Birinin kalbini kırmak kolay ama o kırıkları bir araya getirmek çok zor. Hani ben bu zoru kolaya cevirmenin yolunu arıyorum önceleri çok kırdım kendimi…Ben de bedenimi farklı alışkanlıklara yöneltiyorum ki nasıl alışırsa öyle gitsin…

Bir dilim kızarmış patates… Hayat sadece anlardan ibarettir. Ben şimdi bu dilim patatesten zevk almayı ve hayatta her şeyden şikayet etmemeyi de öğrenmeye çalışıyorum aynı zamanda… Aslında kilodan çok öte, beynimizin derinlerine kadar işleyen farklı düşüncelerden arınmak asıl püf nokta, zor olan kısım… Boşuna dememişler VÜCUDUN ŞİFRESİ diye…
Ben HK Performans ailesi ile tanıştığıma çok memnun oldum. Bu kadar hizmeti beklemiyordum. Karşıma, şunu ye, bunu ye, onu yap diyen birileri çıkacak diye bekliyordum…

N.D

HK Peformans Halil Kargulu 05

 

Açıklama : 

Kilolu problemi halledilemeyecek bir problem değildir!  Zayıflamak yalnızca gerçeklerin kurulu olduğu bir sistem ile mümkündür. HK Performans farkıyla bu değişimi yaşamak, sağlıklı ve hızlı zayıflamak artık çok kolay!

 Kalıcı zayıflamak için Türkiye ve dünyada eşi benzeri bulunmayan, tek adres HK Performans’tır. Bu sistem ile hayatınızdaki farklı renkleri keşfedecek, hedef odaklı çalışmalarla hayalinizdeki ideal kiloya kavuşacaksınız. Önceden yaşadığınız başarısızlıklarınızı bir kenara bırakın ve size doğru açılan bu kapıdan içeri girmeye çalışın. HK Performans bünyesinde zayıflamak isteyen kimse yarı yolda bırakılmamıştır.

Siz de zayıflamak ve kendinizde olan mükemmeli ortaya koymak için bizimle yola çıkmaya hazır mısınız?

 

Doğru Kapıda Doğru Anahtarlasınız!

HK PERFORMANS EĞİTMENLERİ

Not: Yukarıda okumuş olduğunuz makale HK Performans Üyesi tarafından yazılmıştır. Devamı ve daha fazlası için LİNKE tıklamanız yeterlidir. www.hk.com.tr/basarilar.asp

Online Zayıflama Başarısı!

Kilobekçim kim mi? işte benim kilobekçim tam da o!… 29 Günlük deneyim.

29 günlük HK Performans deneyimi…

Çok yollar var yürünecek belki daha ama yürümekten korkmuyorum artık;

Çünkü yalnız olmadığımı biliyorum…

 

“Ölmek bir sanattır, her şey gibi.

Eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi…

Öyle ustaca ki

İnsana korkunç geliyor…

Öyle ustaca ki

Gerçeklik duygusu veriyor…

Bu konuda iddialıyım sanırım…”

Slyvia Plath

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

Aslında hepimiz iddialıyız sanırım. Hepimiz, “hayat” denilen düzenin içerisinde yitip gitmiş, vücudunun her hücresi yokluk nöbetleri geçiren, kulaklarında hüzün çanları çalan, bedeni haşmetli-ruhu tükenmiş “hepimiz”…

Bu kaybolmuşlukta, yolunu bir türlü bulamayan, vücudunun hissettiği yokluğu midesiyle dindirmeye çalışan, her geçen gün bedeni biraz daha büyürken-ruhu ufalan “hepimiz”…

Karanlıkta bir odada, siyah perdelerin ardında, tek başına… Öcülerden korkan bir çocuk misali kendinden korkan, ümitsizlikten titreyen “hepimiz”…

Evet, aslında hepimiz iddialıyız ölmekte; çünkü ağzımıza attığımız her gereksiz lokmayla, maskelerin arkasına sakladığımız her gözyaşıyla, işittiğimiz her patavatsız kelimeyle kendimizi yavaş yavaş öldürüyoruz.

Yaptığımız; bulanık sularda yüzerken suyun altındakilerden korkmak. Işığı açmak varken karanlıkta geçmişe takılıp sendelemek. Çıkış yolunu ararken, yanlış tabelalara inanmak. Bedenimizin isyanlarını duymazdan gelmek. Ruhumuzu minicik kafeslere hapsetmek. Teselliyi; alkol şişelerinde arayan bir alkolik hesabı, yiyeceklerle acılarımızı unutmaya çalışmak.

Bu anlattıklarım “ben”… Ve belki de “sen”…

Bütün bunları yaptım, bedenimin ruhumu ezmesine izin verdim, beynimi uyuşturdum, “tokum” diye bağırdı-duymadım! Açlığı yeni baştan öğrettim ona. “Açsın sen” dedim, “ne kadar yesen de açsın, doymak bilmiyorsun”. O kadar ikna ediciydim ki, beynim de bana ayak uydurdu, el ele verdik-bedenime seçenek bırakmadık. Hep beraber battık! Böylece, gitgide daha derine, daha derine… Nefesimiz kesildi; ama çıkmak için çaba göstermedik. Ölmek için sarıldık birbirimize; ama onu da beceremedik. Öyle çok derinlerde, bir başımıza kalakaldık…

O anda bir el uzandı, “tut elimi, seni yukarı çekeyim” diye seslendi bize… Yorgunduk, ümitsizdik ve ne kadar çaresiz olduğumuzun bilincindeydik. Bedenim uzattı elini önce, “olmaz” dedi ses “Önce beynin! Diğerleri onunla beraber gelecek zaten”.

İsteksizdim; çünkü sonrasında olacaklardan korkuyordum. Değişmek, yeni biri olmak, yeni bir bakış açısı kazanmak… Zordu, sancılıydı… Güvenemezdim, inanamazdım, kuşkuluydum… En önemlisi de, yorgundum…

“Sadece elimi tut ve bırakma, gerisini ben yapacağım. Bana güven, hep yanında olacağım.” diye ruhuma fısıldayan ses; benim iç sesim, karanlıktaki ışığım, gitmem gereken yolu gösteren tabelam, geçmişi ayaklarıma takılmasın diye süpürenim, kulaklarımdaki hüzün çanlarını susturanım,“kilobekçim”di…

Korkarak tuttuğun elimi sımsıkı kavrayan ve beni tekrar yukarı çıkaran “kilobekçim”…

Nefesinin sınırlarını zorlayarak yapılan bir dalışın ardından derin bir nefes almak gibi, çoktan seçmeli bir sınavda cevap kâğıdının doğrularla işaretli olarak bana sunulması gibi, her sabah dinlediğim müziği gülümseyerek tekrar dinlemek gibi, içimdeki kalabalığa kulaklarımı tıkayıp-kuşların sesini duymak gibi… Sanki mutlu olmak gibi “kilobekçim”le olmak, mutlu olmayı öğrenmek gibi…

Girdiğimiz yollar, yollarım çok dolambaçlı… Kayboluyorum bazen, ne yöne gideceğimi bulamıyorum; “yetiş” diyorum o zaman – “zaten buradayım, hiç gitmedim ki” diyor. Bazen yol çok zor görünüyor gözüme, zor ve çukurlarla dolu. Ben ise kırılgan ayaklarımla yola girmeye korkuyorum. “Yapamam” diyorum – “Elimi tut, yapalım” diyor. “Güvenemem” diyorum – “Bırakmayacağım” diyor… Bana kalansa sadece onun adımlarını takip etmek…

Çok yollar var yürünecek belki daha ama yürümekten korkmuyorum artık; çünkü yalnız olmadığımı biliyorum. Çok filmler var daha geçmişi irdeleyen ama izlemekten çekinmiyorum artık; çünkü benimle izleyecek birinin olduğunu biliyorum. Çok maskeler var daha çıkarılacak ama çıkarıp atmaktan endişe etmiyorum artık; çünkü maskelerimi değil yüzümü görmek isteyen biri olduğunu biliyorum. “Gerçek ben” i tanıyan biri olduğunu biliyorum, “olmam gereken ben” i değil…

“Kilobekçim” kim mi?

Senelerdir inşa ettiğim duvarlarımı aşan, sıkı sıkı kapattığım kapımı nazikçe açan ve usulca “bana” yaklaşan, saklandığım odanın siyah perdelerini açıp odamı gün ışığıyla dolduran, titrek ellerimden tutup beni ayağa kaldıran, bir cümlesiyle yanlışlarımı gösteren, bir kelimesiyle beni gülümsetebilen… İşte, benim “kilobekçim” tam da o! …

“Bazen bir gülüş

Sevdirebilir yaşamayı,

Karanlıklar içinde cılız bir ışık da olsa aydınlatabilir yolunu…

Nefes almana izin verir, sarıp sarmalar seni…

Karamsarlıklar içinden çekip çıkarır umutlarını…

Bazen bir bakış

Sıcacık bir anlamla yükler nefesini,

Gözlerinden ruhuna akar, içini ısıtır…

Güven verir sana,

Neler kaçırdığını anlamana fırsat verir…

Bazen bir hayal,

Hızlandırır yaşamını, kalbini titretir…

Geçmişi hatırlatır farkında olmadan,

Anılar bedenlenip karşına dikilir bir anda,

Kim olduğunu hatırlatır…

Bazen bir söz

Yankılanır kulaklarında…

Ruhunla bedenin arasında bir yerde takılır kalırsın…

Ruhuna sarıldıkça sen, bedenin daha bir yakınlaşır sana…

Anlarsın ki, beraber yol alma vakti gelmiştir…

Bazen bir yabancı

Beklemediğin anda girer hayatına…

“Bir” olursunuz…

O kadar gerçek ve o kadar hayaldir ki,

İsimlendiremezsiniz…

Sadece “kilobekçim” diyebilirsiniz…”

 

E.T.

 IMG_1832

Açıklama:

Kilolu olmak bir kader olmadığı gibi halledilemeyecek bir problem de değildir. Pek çoğumuz için hızlı zayıflamak çok zor gibi görünse de, doğru yöntem ve kararlarla bunu başaran pek çok insan adını tarihe yazmış, kilolarına veda edebilmiştir. Bilinen en büyük yanlışlardan biri sadece çok yemek yenildiği için kilolu olunduğu düşüncesidir.

Gerçek aslında ruh dünyamızdaki ağırlığın bedene yansımasından ibarettir. Gerçek şu ki hiç kimse ideal kilosunda yaşamak varken kilolu olmayı seçmez. Dolayısıyla kendimizi kandırmak da ruhumuza yük almaktan başka bir işe yaramayacaktır. Artık hızlı zayıflamak için karar vermiş bir birey olduğunuzu varsayalım. Önceden türlü diyet yöntemlerini denemiş üç-beş kilo zayıflamış sonrasında yine kilo aldığınızı görünce umutsuzluğa kapılmış olabilirsiniz. Bir yolun olduğuna inanıyor fakat o yolun ne olduğunu bilmiyorsunuz diyelim. Geçmişteki başarısızlıklarınızı bir kenara bırakın. Zaten onlar sizin başarısızlıklarınız değildi. Sizi yaşantınızda tertemiz bir sayfa açmaya davet ediyoruz.

Doğru rehberler eşliğinde, hızlı zayıflamak sürecinde mutlak başarı olan ideal kiloya kavuşmak artık zor değil! Kilo psikolojisini çok iyi bilen, hedef odaklı çalışmalarıyla HK Performans alternatifsiz tek adrestir. Bütün faaliyetlerinde butik yani bireye özel olarak hizmet vermektedir. Sizlerin bile kendinize inanmadığı zamanlarda size inandık ve başaran üyelerimiz, ruhlarından tonları, bedenlerinden fazlalıkları kaybederken onlarla birlikte kazanmanın sevincini yaşadık. Tam teslimiyet ile HK Performans sistemine katılan hiç kimse yarı yolda bırakılmamıştır. Eğer siz de hızlı zayıflamak, sağlıklı ve zinde bir beden ve ruh halinde hak ettiğiniz geleceği yaşamak istiyorsanız, size doğru açılan bu kapıdan içeri girmeye çalışmanızı öneriyoruz. Sağlıklı, kalıcı ve hızlı zayıflamak için işkence çekmeye son! HK Performans her zaman farkını hissettirir!

 

NOT: BU BAŞARI HİKAYESİ VÜCUDUN ŞİFRESİ SİTESİNDEN ALINTIDIR. YAZININ ORİJİNALİNİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN SİTEYİ ZİYARET EDİNİZ:  www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp

29 günlük HK Performans Deneyimi

Çok yollar var yürünecek belki daha ama yürümekten korkmuyorum artık,

çünkü yalnız olmadığımı biliyorum…

Kilobekciliği nedir - Kilobekcisi Hk performans 1

“Ölmek bir sanattır, her şey gibi.

Eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi…

Öyle ustaca ki

İnsana korkunç geliyor…

Öyle ustaca ki

Gerçeklik duygusu veriyor…

Bu konuda iddialıyım sanırım…”

Slyvia Plath

 

Slyvia Plath’ın dizelerinden de yer aldığı gibi ben de iddialıyım. Aslında hepimiz iddialıyız. Hepimiz “hayat” denilen düzenin içerisinde kendimizi yitirip, gitmişiz. Vücudunun her hücresinde yokluk nöbetleri geçiren, kulaklarında hüzün çanları çalan, bedeni haşmetli, ruhu tükenmiş insanlarız.

Bu kaybolmuşlukta, yolunu bir türlü bulamayan, vücudunun hissettiği yokluğu midesiyle dindirmeye çalışan, her geçen gün bedeni biraz daha büyürken ruhu ufalananlarız.

Karanlıkta bir odada, siyah perdelerin ardında, tek başına… Öcülerden korkan bir çocuk misali kendinden korkan, ümitsizlikten titreyen ve korkmuyormuş gibi dimdik durmaya çalışan bizleriz.

Evet, aslında hepimiz iddialıyız ölmekte; çünkü ağzımıza attığımız her gereksiz lokmayla, maskelerin arkasına sakladığımız her gözyaşıyla, işittiğimiz her patavatsız kelimeyle kendimizi yavaş yavaş öldürüyoruz.

Yaptığımız; bulanık sularda yüzerken suyun altındakilerden korkmak. Işığı açmak varken karanlıkta geçmişe takılıp kalmak. Çıkış yolunu ararken, yanlış tabelalara inanmak. Bedenimizin isyanlarını duymazdan gelmek. Ruhumuzu minicik kafeslere hapsetmek. Teselliyi; alkol şişelerinde arayan bir alkolik hesabı, yiyeceklerle acılarımızı unutmaya çalışmak.

Bu anlattıklarım “ben”  belki de “sen”

Bütün bunları yaptım, bedenimin ruhumu ezmesine izin verdim, beynimi uyuşturdum “tokum” diye bağırdı, duymadım! Açlığı yeni baştan öğrettim ona. “Açsın sen” dedim, “ne kadar yesen de açsın, doymak bilmiyorsun”. O kadar ikna ediciydim ki, beynim de bana ayak uydurdu, bedenime seçenek bırakmadan el ele verdik. Hep beraber battık! Böylece, gitgide daha derine, daha derine… Nefesimiz kesildi; ama çıkmak için çaba göstermedik. Ölmek için sarıldık birbirimize; ama onu da beceremedik. Öylece derinlerde, bir başımıza kalakaldık…

O anda bir el uzandı, “tut elimi, seni yukarı çekeyim” diye seslendi bize… Yorgunduk, ümitsizdik ve çaresizliğimizin de oldukça bilincindeydik. Bedenim uzattı elini önce, “olmaz” dedi ses “Önce beynin! Diğerleri onunla beraber gelecek zaten”.

İsteksizdim; çünkü sonrasında olacaklardan korkuyordum. Değişmek, yeni biri olmak, yeni bir bakış açısı kazanmak… Zordu, sancılıydı… Güvenemezdim, inanamazdım, kuşkuluydum… En önemlisi de, yorgundum…

“Sadece elimi tut ve bırakma, gerisini ben yapacağım. Bana güven, hep yanında olacağım.” diye ruhuma fısıldayan ses; benim iç sesim, karanlıktaki ışığım, gitmem gereken yolu gösteren tabelam, geçmişi ayaklarıma takılmasın diye süpürenim, kulaklarımdaki hüzün çanlarını susturanım,kilobekçim” can dostumdu.

Korkarak tuttuğun elimi sımsıkı kavrayan ve beni tekrar yukarı çıkarankilobekçim”…

Nefesinin sınırlarını zorlayarak yapılan bir dalışın ardından derin bir nefes almak gibi, çoktan seçmeli bir sınavda cevap kağıdının doğrularla işaretli olarak bana sunulması gibi, her sabah dinlediğim müziği gülümseyerek tekrar dinlemek gibi, içimdeki kalabalığa kulaklarımı tıkayıp-kuşların sesini duymak gibi… Sanki mutlu olmak gibi kilobekçimle olmak, mutlu yeniden olmayı öğrenmek gibi…

Yollarım çok dolanbaçlıdır benim… Kayboluyorum bazen, ne yöne gideceğimi bir türlü bulamıyorum; “yetiş” diyorum kilobekçime, “zaten buradayım, hiç gitmedim ki” diyor. Bazen yol çok zor görünüyor gözüme, zor ve çukurlarla dolu bir yol. Ben ise kırılgan ayaklarımla yola girmeye korkuyorum. “Yapamam” diyorum, “Elimi tut, beraber yapalım” diyor. “Güvenemem” diyorum, “Seni bırakmayacağım” diyor… Bana kalansa sadece kilobekçimin  adımlarını takip etmek ve ona inanarak ilerlemek.

Çok yollar var belki yürüyeceğimiz ama artık yürümekten korkmuyorum. Yalnız olmadığımı biliyorum. Çok filmler var daha geçmişi irdeleyen ama izlemekten çekinmiyorum artık; çünkü benimle izleyecek birinin olduğunu biliyorum. Çok maskeler var daha çıkarılacak ama çıkarıp atmaktan endişe etmiyorum; çünkü maskelerimi değil yüzümü görmek isteyen biri olduğunu biliyorum. “Gerçek ben” i tanıyan biri olduğunu biliyorum, “olmam gereken ben” i değil…

“Kilo bekçim” kim mi?

Senelerdir inşa ettiğim duvarlarımı aşan, sıkı sıkı kapattığım kapımı nazikçe açan ve usulca bana yaklaşan, saklandığım odanın siyah perdelerini açıp odamı gün ışığıyla dolduran, titrek ellerimden tutup beni ayağa kaldıran, bir cümlesiyle yanlışlarımı gösteren, bir kelimesiyle beni gülümsetebilen… İşte benim “kilobekçim” tam da o!  

“Bazen bir gülüş

Sevdirebilir yaşamayı,

Karanlıklar içinde cılız bir ışık da olsa aydınlatabilir yolunu

Nefes almana izin verir, sarıp sarmalar seni

Karamsarlıklar içinden çekip çıkarır umutlarını…

Bazen bir bakış

Sıcacık bir anlamla yükler nefesini,

Gözlerinden ruhuna akar, içini ısıtır…

Güven verir sana,

Neler kaçırdığını anlamana fırsat verir…

Bazen bir hayal,

Hızlandırır yaşamını, kalbini titretir…

Geçmişi hatırlatır farkında olmadan,

Anılar bedenlenip karşına dikilir bir anda,

Kim olduğunu hatırlatır…

Bazen bir söz

Yankılanır kulaklarında…

Ruhunla bedenin arasında bir yerde takılır kalırsın…

Ruhuna sarıldıkça sen, bedenin daha bir yakınlaşır sana…

Anlarsın ki, beraber yol alma vakti gelmiştir…

Bazen bir yabancı

Beklemediğin anda girer hayatına…

“Bir” olursunuz…

O kadar gerçek ve o kadar hayaldir ki,

İsimlendiremezsiniz…

Sadece “kilobekçim” diyebilirsiniz…”

 Elif T. 

11430148_1012734298746064_8150283186621138398_n

 

Hk Performans;  GELİŞEREK DEĞİŞİM SİSTEMİ üyemize teşekkürleriniz sunarız. 

KiloKardeşliği özel grup sayfasında, AKTİF ÜYELER TARAFINDAN “kilobekciliği nasıl anlatılır” sunum yarışmasına katılarak,  devam eden sürecinin 29. gününde yaşadığı deneyimi, hissettiği tüm duygu ve düşüncelerini sunum olarak bize ileten değerli üyemizin bu içten ve samimi düşünceleri ancak ANLATILMAZ YAŞANIR. Çünkü biliyoruz ki, burada okuduklarınızdan çok daha fazlası var. Yine üyemizin yorumu, aldı götürdü bizi… Bizi tanıyanlar bilir bizi nereye götürdüğünü…

Gelişerek değişim sisteminde yaşayacağınız zihinsel değişimin yanında rakamsal olarak tartıya yansıyacak bedensel değişimin hiç ama hiç önemi yoktur.

Kalıcı zayıflamak ve yüksek bilinçli motivasyonlu destekle, elbette potansiyelinize göre kendinize kıyasla, hızlı kiloyu vermek için HK Performans alternatifsiz tek adrestir.

İlk gördüğünde kapıdan içeri girmeyenler, zamanla ve pişmanlıkla dönüp dolaşıp gerçek ve kalıcı çözüm için 9 ay 10 günde rejuvenasyon programı içinde kendilerini bulabileceklerdir.

 

AÇIKLAMA:  Hk performans‘ın tüm çalışmaları hedef odaklıdır. Ve sizi son hayalinize kavuşturmak için özel  çaba harcanır. Sizi anlayan, dinleyen, değer veren ayrıca alternatifsiz bir sistemle tanışmak için VÜCUDUN ŞİFRESİ sitesini inceleyebilirsiniz.

 

ALINTI: Bu başarı mektubu  Vücudun Şifresi sitesinden alıntıdır. Yazının orijinaline ve daha fazlasına ulaşmak için aşağıdaki linkten alıntıdır..
http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp?RecID=663&TabID=0

 

İdeal Kilo Özgürlüğümdür! Özgürlük için HK Performans…
Sizde özgür olmak ve ideal kilonuzda özgürce yaşamak istiyorsanız,
Alternatifsiz tek adres HK Performans

www.hk.com.tr  •  www.vucudunsifresi.com

 

Etiketler: Kilobekciliği nedir - Kilobekcisi Hk performans 1Kilobekciliği nedir - Kilobekcisi Hk performans 1

Toplamda 49 kilo- XL’dan XS’a geçiş

HK PERFORMANSLA ÖMRE BEDEL BİR YIL! 365 gün değerlendirmesi.

Gokce -hk performans

Geçen sene tam bu zamanlar eczanede giydiğim önlüğüm;
“XL” olup şuanki “XS” oldu. Toplamda 49 kilo verdim.
Düşdüğümde, dönüp geçmişe baktığımda her şey ne kadar değişti. Bazı şeyler ulaşamayacağınız kadar uzak görünse de yalnızca bir yıl oldu!

Ben yaşamım boyunca yapamadıklarımı bu bir yıla sığdırdım.
Bu güzel yolculuk, yola çıkmaya karar verdiğim andan beri devam ediyor.

Yaşamaya ve hissetmeye devam!

Bu yolu bizlere sunan Halil Kargulu’ya çok teşekkür eder, şükranlarımı sunarım. Ayrıca bizler için yaptığınız, değiştirdiğiniz ve sunduğunuz her şey için ne kadar teşekkür etsek HK Performans’a azdır.

Ve tabi ki bazılarınızla tanışma fırsatı bulduğum, bazılarınızla henüz bulamadığım; buna rağmen enerjisini ve çoşkusunu hep hissettiğim sevgili kilokardeşlerim iyi ki varsınız, sizleri seviyorum.

En güzel yol arkadaşım Kilobekçim; tam bir sene önce bana “bugünü unutma” demiştin. Yeni doğum günüm olacağını da vurgulamıştın. Şimdi ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Yeniden doğduğum gün bugün! 365 günün her saniyesi keyifli ve huzurlu geçti.

Ve başardık! İnanamayacağım kadar çok güzellikler inşaa ettin ki; ben bile şaşkınlık içindeyim…

Ne mutlu ki bana sizlerle yollarımız kesişti. Ve bir yıl boyunca çok güzel bir yolda birlikte yolculuk yaptık; yapmaya da devam ediyoruz. Sen benim sırdaşım, dostum, arkadaşım oldun. Gelişerek değişim uzmanım, motivasyon koçum, rehberim oldun.  Kendi içimde aşamadığım her şeyi bıkmadan usanmadan; tek tek ayıklamak için benimle yol uzun yol aldın. Çünkü hedefe ulaşmak için; benim ruhumdan atmam gereken sayamayacağım kadar çok şey vardı. İçimde sakladıklarım, büyüttüklerim sadece kilolarım değildi. Yıllarca sırtımda taşıdıklarım o kadar fazlaymış ki; bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Onların her birini attıkça özgürlüğe daha çok yaklaşıyorum. Bu yol boyunca tek bir gün bile heyecanımı kaybetmedim! Her günü en az bir önceki gün kadar heyecanla geçirmeye devam ediyorum.

Benim gözlerimdeki ışığı bana gösterdiğin, ruhuma bilmediği şeyleri öğrettiğin, hayatıma değer kazandırdığın için çok teşekkür ederim. Artık karanlık geceler geride kaldı! Umut dolu günler geldi…

HAYATIMIN EN GÜZEL BİR YILI !

“HK Performans’la yaşamayı öğrendim. Hissetmeyi öğrendim! O yüzden bir ömre bedel bir yıl benim için!”
Gökçe -hk performans
Eczacıyım ve  istediğim mesleği yapıyorum, harika bir ailem var, beni seven insanlar. Gerçekten dostlarım vardı; bütün her şeye rağmen hayatım boyunca yaşadığım en güzel yılım bu yıl oldu. İnsanın kendini gerçekten hissetmesi ne kadar güzel bir duyguymuş J
Peki bu güzel yılda neler mi oldu?
Ruhumda ve bende değişenler (bunların değeri asla ölçülemez ve paha biçilmez sanırım…)
Prensesler gibi uyuduğum uykudan uyandım, tüm güzelliğimle.
Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum ama ben bir sene boyunca yaşadığım her şeyi ilk kez yaşıyormuş gibi yaşadım. Salıncağa binerken sanki ilk kez bindim, severken ilk kez sevdim, görürken ilk kez gördüm, önceden gittiğim yerlere sanki ilk kez gittim, ilk kez dolaştım… Ve aklınıza gelebilecek her şeyin ilkini yaşadım.
Çünkü gerçekten HK Performans‘la yaşamayı öğrendim. Hissetmeyi öğrendim! O yüzden bir ömre bedel bir yıl benim için!!!

Her sabah gülen gözlerle yataktan kalkıyorum. Bunların yanında umudum var, heyecanım var…
Dünyaya küçücük gözlüklerimle bakmıyorum artık. Etrafı, olayları farklı açıdan gören kocaman gözlerim var.
Düşsem gülebilen, kalkabilen, kaldığım yerden devam edebilen bir ruhum var.
Mutluluğu tabaklarda değil ruhunda arayan biri var artık.
Ayrıca gamzelerim var artık.  Zayıflayınca çıktılar J Tabii bir de gülmeyi öğrenince…
Unutmadan bir de böyle çıkan dolu kemiklerim var. Yıllarca varlıklarından haberim yoktu.
Hayatım boyunca hayal edemeyeceğim bir Gökçe görüyorum, aynaya her baktığımda! Heyecanlı, neşeli, hayattan keyif alan, umut dolu bir Gökçe!

Duygularımı yemeklerin ardına sakladığım günler geride kaldı; yerine ruhumla gezintiye çıkarıyorum. Hayatı boyunca spor yapmamış bir insanın hayatında keyifle yapılan spor var. Yürüyorum, bisiklet sürüyorum, yüzüyorum, plates ve yoga yapıyorum. Kısaca hayatı yaşıyorum. Her zaman yeni hedefler koyabilmeyi de başarıyoruz. Hayata farklı bakmak için yeni yollar deniyoruz.

O kadar heyecanlıyım ki her gün şükrediyorum. Bunun için de etmeye devam edeceğim. Ne olursa olsun içimdeki gerçek Gökçe’yi HK Performans sayesinde keşfettim. Görmediğim bilmediğim en güzel yerlerde yolculuk yapıyorum.

Geçmişin korkularını yıktım. Kendim için yeni insanlarla tanıştım. Ve bu insanlarla barıştığım bedenim ve ruhumla bilmediğim bir yolcuğa çıkıyorum. Müstakbel hayat arkadaşım da, hayatıma bu yolculukta girdi. Hızla değişen hayatıma böyle bir güzellik eklendi. Önce hayallerim oldu sonra yanımda. Böylece güzellikleri yaşamak kaldı geriye… Bu yolculukta bu eşsiz hisleri yaşamak benim için ayrıca değerli. Bunu da her zaman söylemeye devam edeceğim.  HK Performans benim mucizem oldu!

Bedenimde olanlar rakamsal ve sağlık anlamında değişenler

  • Kandaki yağ oranlarım başta olmak üzere tüm kan değerlerim, ideal kilodaki kişilerin seviyesinde, hatta doktorum ne yapıyorsan aynen devam et; harikasın dedi!
  • Ayak numaram 1,5 numara küçüldü…
  • Göz numaram da küçüldü.
    (Bu bana çok garip geldi. Kilobekçimin deyimiyle belki geçmişin ve geleceğin sislerini kaldırınca daha net gördüm etrafı)
  • Tıbben mümkün olmayan ve kesin tanıyla konulan, kalıcı hastalığım nasıl olduysa; tekrar tıbben mümkün olmayan bir şekilde zayıfladıktan sonraki MR’ımda yok oldu! Bunu henüz doktorum da anlamadı. Bir yanlışlık olmuş dedi ve bitti. Tabi aslında hasta olduğumu düşündüğüm için, zayıflamak için HK’ya girmiştim. Ondan tıp bunu çözemese de ben kendilerine bu mucizeyi ispatladıkları ve vesile oldukları için minnettarım.
  • Geçen sene tam da bu zamanlar eczanede giydiğim önlüğüm; “XL” olup şuanki “XS” oldu.
  • Ve tabi ki 44 bedenden 36-34 bedene düştüm.
    HK Performans ile birlikte yaklaşık 27 kilo verdim. İlk 100 günde 20 kilosunu vermiştim zaten..  Yeniden kilo almaya başladığım dönemde kapıldığım umutsuzlukla birlikte kararlılığım bitmiş geri sarmaya başlamıştım. İmdadıma HK Performans yetişti ve sistemle tanıştım. Ve toplamda 49 kilo verdim.

GÖKÇE 53 KİLO
Özetlemek gerekirse; yeni bir Gökçe doğdu.

Yeni Gökçe olarak yaşamı öğrendim. Hayat ne gideni getiriyor, ne de kaybettiğin zamanı geri çeviriyormuş. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın ya da yaşamadım diye üzülerek ağlamayacaksın.

Ben ruhumun ve bedenimin ağlayışını sonlandırdım.

Ve karşınızda gamzeli ile gülen biri var. Herkesin kendi hayat hikayesini benim hissettiğim gibi başarması dileğiyle.

İlk-Son Kilo ve cm Farkları 27,6 kg 27 cm 20 cm 22 cm
Toplam Başarı Oranı (V.A. %’ si)33.9926.2118.0220.75
GÖKÇE B.

 

HK Performans, hayal ettiğiniz tüm güzellikleri gerçeğe dönüştürüyor. Bu sistemde bilindik yöntemler gibi kilo alma korkusu yok. Süreç bilinci var. Umut var.  Güven var. Gelişerek Değişim var.

HK Performans

www.hk.com.tr

www.vucudunsifresi.com

 

Alıntı: Bu başarı öyküsü VÜCUDUN ŞİFRESİ sitesinden alıntıdır. Daha fazla başarı hikayesi okumak için linke tıklayınız: http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp

 

Etiketler: zayıflama kamplarıonline zayıflamakilobekçisizayıflama kampları türkiyehızlı ve kalıcı kilo vermezayıflama hareketleriideal kiloobezite, mide kelepçesimide balonu zararlarıhk performanshalil kargulu

 

12 Kişi Toplam 375 Kilo Zayıfladı!

Hk Performans Aktif İzmir Üyeleri Buluşması gerçekleşti. 12 kişi Toplam 375 Kg zayıfladı. Ayrıca 148 Kg zayıflamak için de kararlılıklarını imza altına aldılar.

 

HK Performans İzmir Üyeleri

12 KİLOKARDEŞİ kendi imkansızlıklarını başardılar. Toplamda 375 kilo zayıflayan üyelerimiz, ortalama kişi başına 31,25 kilo zayıflamış oluyor. Gözlerindeki ışıltının mimarı; dünyada farklı sürelerde en çok zayıflayan ve Üstün Peformans Uzmanı olan Halil Kargulu’ya toplam da 148 kilo  zayıflayacaklarına dair söz verdiler. Hemde keyifle, bilinçle, farkındalıkla zayıflayacaklar.

“Bu veriler, HAYAL değil; HAYAL ETTİKLERİMİZİN GERÇEKLEŞMİŞ halidir. İmkansız gibiydi ama o zamanlar HK Performans’ı tanımıyorduk. 12 kişilik bir başarı listesi gibi gözüken bu GERÇEK, HK Performans  Omder ailesinin, Kilo bekçilerinin hayatlarına dokunduğu CAN’ların sadece küçük bir kısmı… Bizler İzmir’de, Halil Bey ile hedef ve hayallerimize, “bir de bu açıdan bakarak” HK Performans öncesi ve sonrası zihinsel ve bedensel anlamda Gelişerek Değişimlerimizin ŞÜKRÜNÜ hissedip, mutluluğunu yaşadık. Bu satırları okuyabilenlerin beyninde çınlasın, kişi başı 31 kilo… Hayal değil GERÇEK… Bizler, Sizler gibi, HK Omder in rehberliğinde hayallerine doğru koşan gerçeğin ta kendisi kilo kardeşleriyiz.”

Sağlıklı, hızlı ve kalıcı zayıflamak için en güvenilir yol HK Performans’tan geçiyor. Samimiyet sistemimizin olmazsa olmazı. GELİŞEREK DEĞİŞİM ve algı alışkanlık değişimi, Güçlü motivasyon ve takip kontrol sistemleri gibi ayrılacaklarla, diğer zayıflama yöntemleriyle kıyaslayamayacağız sistemlerimizle sizi buluşturuyoruz. HK Performansla tanıştığınızda potansiyelinizin en iyisine ulaşacağınız bir yolda olduğunuzu asla unutmayın.
Sizde KENDİ REKORUNUZU kendi geçmişinize göre kıracak potansiyel var, kendinizi bizlere teslim edin, sizlere keşfedemediğiniz potansiyelinizi bulup çıkaralım.

Aktif-izmir-buluşması

“Hayal değil GERÇEK! Bizler, Sizler gibi, HK Omder’in rehberliğinde hayallerine doğru koşan gerçeğin taa kendisi kilo kardeşleriyiz. Hayal bile etmeye cesaret edemediklerimizi yaşatanlara, elimizden sımsıkı tutanlara, omzunda ağlayıp, güldüğümüz, hayatlarımızı paylaşan DOST CAN’lara , Kilobekçilerimize, Gelişerek değişim uzmanlarımıza ve tüm HK PERFORMANS ailesine sonsuz teşekkür ederiz…”

375 Zayıflayan Hk üyeleri Kilo verme dökümü:
Verdiği Kg / Hedefi için vereceği kg

Gürşah B. / 51 kg verdi. / 9 kg daha verecek.
Sevgi T. 29 kg. verdi / 21 kg verecek.
Birgül Ş. 29 kg verdi / 4 kilo daha verecek
Ayşe Ş. / 52 kg verdi. / 30 kg daha verecek.
Firdevs Y. 27 kg verdi / 3 kg daha verecek.
B.D. 49 kg verdi. / 3 kg daha verecek. (artık keyiften)
Gürşans B. 35 kg verdi. / 25 kg verecek.
Kader Ö. 33 kg verdi. / 0 İdeal kiloda.
Fatma Ö. 10 kilo verdi. / 0 ideal kiloda
Sara Y. 20 kg verdi / 20 kg. verecek.
Burcu Ö. 22 kg. verdi. / 27 kg daha verecek.
Ebru Uzun 18 kg. verdi. / 6 kg. daha verecek. ,

TOPLAM 375 kg verildi. / 148 kg verilecek = SON TOPLAM : 523 kg.
ORTALAMA KİŞİ BAŞI şuan verilen kilo : 31,25 Kg.

Fotoğraflarda gördüğünüz HK Performans GELİŞEREK DEĞİŞİM sistemi üyelerimizin ilk halleri için yazılmış bazı başarı mektuplarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

“33 kg. Kader Özkan Bu kadar da olmaz diyorsanız”

http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp?RecID=667&TabID=0

“51 kilo zayıflama 1 ayda 12 kg. 2 ayda 20 kilo”
http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp?RecID=665

“37.6 Kilo ZAYIFLAMA”
http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp?RecID=628

 

İdeal Kilo Özgürlüğümdür! Özgürlük için HK Performans…
Sizde özgür olmak ve ideal kilonuzda özgürce yaşamak istiyorsanız 
Alternatifsiz tek adres: HK performans!

www.hk.com.tr

www.vucudunsifresi.com

Not: Üye yorumları, sadece aktif üyelerin katıldığı kapalı gruptan alıntıdır.

Etiketler: zayıflama kampı, hızlı ve kalıcı zayıflamakilo verme yöntemleriobeziteobezite tedavisionline zayıflamakilobekçisimide balonumide kelepçesizayıflama hareketleriideal kilo

2.5 ayda 27 kilo /Kilo ve TARTI Psikolojisi

HK Performansd Ebru  27 kg. zayıflama hali.Dört gün sonra buraya gelişim tam iki ay olacak. (Gelişerek Değişim/Zayıflama yatılı kampı) Her şeyi geride bırakıp hiçbir şey düşünmeden kendim için attığım ilk adımdı. Bağımlılıklarımı ve korkularımla geçirdiğim 35 yılın ardından, doğum günümden sonra, yeni bir ben olmak için attığım ilk adım.

Ne olduğumu kabul etmekle başladım bu yola. O kalın zırhımı bir kenara bırakıp maskemi indirip aslında mutlu olmayan bir şişman olduğumu kabul etmek pek de kolay olmadı. Çünkü öyle inandırmıştım ki, kendimin bir şekilde BEN olduğumu sanıyordum. Oysa durumumun gerçekte benimle hiçbir alakası yoktu! ve aksine gerçek BEN’i saklıyordu.

Güçlü, başarılı, azimli, inatçı ve tuttuğunu kopardığını sanan ben, bir nefret ve öfkenin peşine takılmış, kendim dışında her şeyi sorumlu tutuyordum ve hak olduğumu düşünüyordu. Kendime göre elbette 138 kilo olmamda, daha sonra 105 kiloya insem de, hala o kiloda kalmamda payları vardı. Fakat ben nasıl  bu kadar kör ve kendime bu kadar nankör davranır olmuştum, bilemiyorum. Tek derdim olduğum gibi insanların beni sevmesiydi oysa. Ama ben bile bu halimi sevmezken nasıl suçlayabilirdim ki başkalarını. Ömrümün sonuna kadar zihnimde mahkum ettiğim kendim, ne zaman özgür kalacaktı. Keskin uçlarım, kesin kararlarım, ön yargılarım ve duygularım, hepsi bir araya toplanıp karmakarışık bir  BEN getiriyor ortaya. Çocukken bile kilolu olan ben, zayıf ve ince biri olmanın hayalini bile kuramadım. Çünkü inanmıyordum. Zayıflamak için bir sürü şey denedikten sonra, lokmaları sayılan, aşağılanan, dışlanan, hakarete uğrarken bile uyanamadım. Asıl sorunun; zihnimde biriken öfke acı ve nefretin olduğunu bilemedim, bilemedim ki onca şey vücudumda ki yağlarımla birlikte birikti durdu bedenimde. 56 beden kıyafetlere sığamayıp yanlarından dikişleri genişletildiğinde bile mağrurdum, güzeldim ve akıllıydım! onca şeye rağmen bir şekilde kendime yalan söyleyip, tüm bunları örtbas etmeninde bir yolunu bulmuştum.

Şimdi anlıyorum ki; kimse değil, ben yapmıştım bunca kötülüğü kendime. İnsanlarla baş etmeyi öğrenmektense, kolayı seçip kendimi tanınmaz hale getirmiştim. Yemiş, içmiş abartmış, kendimi inandırmış ve kaçmıştım. Hemde kaçmayıp savaştığımı düşünürken. Gelişerek değişim ve zayıflama kampı, benim yeniden doğuşumun  ve gerçek  BEN oluşumun ilk basamağı. Hiç bilmediğim bir şeyin içine, sadece kalbimi dinleyerek tam teslimiyetle geldim. Daha önceki araştırmalarım ve görüşmelerim sonucu, biliyordum ki ben emin ellerdeydim. Hiçbir referansım yoktu. Ya da bu sistemi bilen bir tanıdığım. Bazen sadece hissedersiniz, bilirsiniz; kanıta ihtiyaç yoktur, nedenlere de… ve kalbimi dinledim. Kalbimi dinlediğim için de hiçbir zaman yanılmadım. Tabi ki burada Halil Kargulu’nun çok büyük bir önemi olduğunu belirtmeden geçmeyeceğim. Birkaç kere kendisiyle konuştuktan sonra iyice emin oldum… Sanırım insanlar üzerinde böyle bir etkisi var Halil Bey’in ve iyiki de var.

Tabi ki başlangıcım çok kolay oldu diyemem. Patlamaya hazır, pimi çekilmiş bomba gibi her şeye tepkili birini, yıllarca oturmuş, yemiş, çalışmış, yine oturmuş, yine yemiş, hantal ve kendini sağlıklı sanan bir vücudun çalışması ve değişmesi hiç kolay değil diye düşünürdüm.

YANILMIŞIM ve 56 günde geldiğim nokta bile; hayrete düşürmeye yetiyor. Üçüncü ayın sonunda, ‘BELKİ‘ altını çiziyorum, belki giyebilirim diye aldığım 42 beden bir gece elbisesinin içine, 56 gün sonra girebildiğimi görmek, doğru destek ve yardımla neler yapabileceğimi görmemi çok net sağladı. Yarın aldığım elbiseyi, buradan çıkarken giyeceğim 38 beden elbise ile değiştirmekle işe başlayacağım. Ve kendimi asla küçümsemeyeceğim, haksızlık yapmayacağım. Ve hiç kimsenin bunu yapmasına izin vermeyeceğim.

HK Performans  2,5 ayda 27 Kg Zayıflama - Kopya
Tabii buradan şu izlenim çıkmasın; hiçbir şeye kafa takmayıp, geçmişi unuttum, etkilenmiyorum, ya da kızmıyorum! Burada belki de en değerli konulardan biri olan 
RAF sistemini öğrendim. Sadece bazı şeyleri rafa kaldırdım.;) belki zamanla ve Gelişerek Değişimle raftan hiç inmeyecekler o ayrı bir konu ama  kızsam da, etkilensem de, bunun kendimi güçlü hissedene ve kendim olana kadar mahfetmesine izin vermeyip,  bu süreyi kısaltmaya çalışıyorum ve hiç kimseyi kendimden önceki bir sıraya koymamayı öğreniyorum. Ve en güzel kısmı ise; tüm bunları öğrenirken, artık kilo vermem imkansız dediğim noktadan sonra bile inanılmaz hızlı kilo veriyorum. Göstergelerin analizi konusunu öğrendikten sonra; anlık Tartı ve Kilo Psikolojisine girmemek için bir aydır tartılma ihtiyacı hissetmiyor olmama rağmen, değişimi bedenimde ve zihnimde son surat hissediyorum.  Ve şükrediyorum Rabbime; bunları bana yaşattığı için, biliyorum ki, o izin verirse İnşallah her şey çok güzel olacak…

EBRU Ç. 18.06.2014.

Açıklama:

HK Performans Gelişerek Değişim ve zayıflama yatılı kamp üyesi olan ve Bursa’dan misafir gelen Ebru hanıma, bu yazının yazıldığı için ve 56. Günde bile İMKANSIZ diye bir şey olmadığını bir kez daha kanıtladığı için teşekkür ediyoruz.

Kamp öncesi yıllarca yaşadığı 138’li kilolardan, kendi çabası ile 2 sene öncesine kadar, 105’li rakamlara inmiş, zoraki şartlanarak bir şekilde bu kiloda olmasına rağmen, son 1.5 yılda geri sarmaya başlayıp,  112 kiloya çıkmış ve yaparsa yapsın, 1 gr aşağı inmeyi başaramamış, beden kimyası ve güçlü vücut dirençleri ile programa 112 başlamasına rağmen 2.5. ayda 27 kg.  toplamda ise 53 kg Zayıflamayı, Mental anlamda GELİŞEREK DEĞİŞİMİ başarmıştır.  Kendisini şimdiden kutlarız. 3 ay sonunda ÖZGÜR BİR ZİHİNLE kendini evine yolcu ederken, Hk Performans üyesi herkesi bu büyük partiye bekleriz.

Başı ve sonu olan ve “tamda hayalimdeki İdeal kilomu yaşamak istiyorum” diyen herkesi Yatılı Gelişerek Değişim Kamp Programına davet ediyoruz.

Kısa sürelerde başlayan ve bitiren olmanızı sağlamak, ayrıcalıklı ve duyarlılığı yüksek, bireye özel, butik özel bir çalışma gerektirir. Dolayısı ile en çok 8 kişi ile ilgilendiğimiz bu yatılı ve butik çalışmalar için şimdiden yerinizi ayırtınız.

HK performans Geleceğinizi ŞEKİLLENDİRİR!

HK Performans •  www.hk.com.tr     www.vucudunsifresi.com

Etiketler: Halil Kargulu, HK Performans, Zayıflama Kampları, Obezite, Mide Kelepçesi, Mide Balonu, Online zayıflama, Kilobekçisi, Doğal Zayıflama Yolları, Hızlı veKalıcı Zayıflama

 

Gelişerek Değişti ve 17.7 Kilo Zayıfladı!

Yaş 30 Boy 163  İlk Kilo 77.1  Son kilo 53.4

 

 10806358_898437206842441_1451926845328802461_n

Umarım bu başlıkla yeteri kadar dikkatinizi çekmişimdir. Tam da istediğim bunu okuyan herkesin dikkat kesilip şöyle bir bakması ve sonuna kadar sabırla benim diriliş hikâyemi okuması… Belki böylelikle başka bedenlerin de dirilişinebaşka ruhların da gerçek hayatla buluşmasına bir nebze katkı sağlarım. Ey kari lütfen sabırla oku.

Başlangıçta HK Performans web tabanlı online sistemine kilo vermek ve bedenimdeki ağırlıklardan kurtulmak maksatlı olarak başvurdum. Aslında bu ağırlıklardan kurtulduğumda her şey güzelleşecek ve çoktan ölmüş olan ruhum sanki bir anda canlanacaktı. Yani her şeyin sebebi bedenimi sıkıca  sarmalayan bu yağ kütlesiydi, evet evet kesin oydu. “Aslında ben öyle sanıyordum.“

Benim  ölüm uykum yani ruhumu, bedenimi, kendimi öldürmeye başlamam lise ve üniversite yıllarımda oldu. Benim için her şey derslerden ibaretti. İlle de her şeyde birinci olacak, her kesin gözdesi olacaktım. Okşanan gururumla bilmeyerek ruhumu görmezden gelmeye başlayacaktım. Evet, insanların bir idealleri olması çok güzel bir şey. Ama bu ideal uğruna kendinden vazgeçmesi, çevrede gelişen güzelliklere kulak kapatıp görmezden gelmesi olacak iş mi? Evet oluyor. Bir de bakmışsın ki hayat çok hızlı bir şekilde ilerlemiş ve yaşın gereği olup, yapacakların seni çoktan geride bırakmış, çekip gitmiş… Ne zaman bahar olmuş, ne zaman kış üşütmüş… Çoktan beri üşümekte olan ruhunuzu anlamıyorsunuz. Bir de bakmışsınız ki evlenmiş ve iş hayatına başlamışsınız. Derslerdeki başarılarıyla okşanmaya alışan gurur bu defa eşinin gözünde en iyisi olmak ve çalışma hayatında başarılı bir kariyer sağlamak için sizin yakanızı bırakmamakta, peşinizde gezinmekte. Bu arada ruhuma ne oluyor, nerelerde ruhum, beynim…

Rabia adeta bir robot şekline bürünmüş. Sabah yatağından kalkıyor yatağı ve evi şöyle bir topluyor, kapının önünde servisine binip okuluna koşuyor. Belki bu dönem sevgili öğrencilerim hala ölmeyen ve can çekişen ruhumu bir nebze olsun canlı tutuyor ama bu da korkarım ki onu ölüm döşeğinden çıkarmaya yetmiyordu. Okulun kapısının önünde inip o cıvıl cıvıl, saf, temiz yürekler kapıda beni karşılıyor “öğretmenim günaydın, günaydın” diye haykırıyor ama ben sadece bunu bir selamlama olarak algılıyor, tenezzül edip de kafamı bir kaldırmıyorum ki gün gerçekten aydın mı karanlık mı diye. Aydınlık ya da karanlık günü hiç önemsemeyen gururum bir telaşla derslere giriyor ki Ankara’da derece yapsın, okşanmaya devam etsin diye. Tabi onun için sorun yok, can çekişen ölen bir ruh, onun hiç umurunda bile değil. Sonra okulda öğretmen arkadaşlarımla yaptığım kahvaltılarda bile ders, iş konuşuluyor. Onlar da o kadar kaybetmişler ki ruhlarını seni düşünüp ikaz eden olmuyor. Ardından öğle yemekleri, ki aşçıların torpille çok çok koyduğu servisler. Yemelisin Rabia, sakın hasta olmayasın, yoksa hasta olursun, devamsızlıkla öğrencilerin geri kalır, yarıştan koparsın. Çok yemekle, sağlığın eş değer tutulduğu kocaman yalanlar. Tabi bu koşturma hali içinde gün bitmiş ve bir sınıf içerisinde ne kadar hareket edebilmişse bedenim o kadar hareket etmiş ve tekrar kapının önünde servise binip evinin önünde inmiş. Zaman böylece akıp geçmiş hiç yürümemiş bu beden, aylarca belki bir dönem boyunca… Servis şoförü bazen kapının önünde değil de biraz uzakta indirse ve mahcup mahcup bunu dile getirse “tamam” deyip söylene söylene yürümüş. Ölü bir ruhtan bahsediyorum size; ölü bir ruh ve her daim okşanmış bir gurur ve nefis. Eve gelir gelmez hazır ne varsa yiyip, eline bilgisayarını alıp; çalışma kâğıtları, sorular ve sınavlar hazırlayarak kanepede sızan bir beden… İnsan bu telaştan iç sesini kaybediyor, aynalara bakmıyor, Rabbiyle konuşmaz oluyor. Tek derdi var onun, başarı ve başarı sonucu gelen inanılmaz övgüler ve okşana okşana durup dinlenemeden hâkimiyeti eline almış bir gurur, bir nefis. Kaç yıl sürdü bilmiyorum ruhumu öldürme sürecim. Ruhumu kaybetmiştim… Ruhumun yanı sıra birçok şeyi de öldürmüştüm ya onlara burada değinmek bile istemiyorum.

Eşimin sert bir engellemesiyle işimden ayrıldım.”Ya ben, ya işin” dedi. Üzüle üzüle, istemeye istemeye bıraktım her şeyimi… Günlerce ağladım, günlerce saatlere bakıp şimdi dersteler şimdi çıktılar deyip hayal kurdum. Tabi evde kaldığım bu sürede düşünme, kendimi dinleme fırsatım oldu… Bu telaştan ne kadar da kendimi kaybetmiştim… Aynaya baktığımda ruhum gibi bedenimin de iflas ettiğini, öldüğünü gördüm. Hani trafik kazasında ilk müdahalede kalp masajı yaparlar ya, kendine getirmek için hastaları; çok defa aynı şoka benzer bir şokla salladım kendimi… Olmuyordu, yapamıyordum… Bir şeyler yanlış gidiyordu… Baktım ki olmuyor tamamen kendimi bıraktım. Yatak ve televizyon en iyi arkadaşım oldu. Neredeyse tüm günüm yatakta ve televizyon karşısında geçiyordu. O sürekli okşanan gururumun artık sesi sedası çıkmadan bir köşede kıvrılmış ortaya çıkmak için uygun bir zaman kolluyordu. Bitkisel hayatta gibiydim. Her şey anlamsızdı. 70 kilo olmuş, giydiğim hiç bir şeyi kendime yakıştıramaz ve aynalara bakamaz olmuştum. İşte bu gururumun bittiği andı… Bu defa gururum başladı, dış görünüşümle övünme telaşı içine girmek için arayışlara… Diyetisyenle başladı arayışım. Evet, geçici olarak sorunu çözmüş 63 kilo olmuştum. Ama nedense mutlu değildim. Sürekli gözüm yemeklerdeydi. Hayatım boyunca ölçüyle, saatle yemek yeme düşüncesi, beni delirtmeye yetmişti. Bu delilikle bir kaç ayda geri eski kiloma dönmüştüm.

İşte benim diriliş hikâyem böyle başladı. Ablam sürekli telefonda bahsediyordu Omder‘den, kilo bekçiliğinden. İlla “bir dene ya, ne kaybedersin” deyip sıkıştırıp duruyordu. Ablam, beni belki de benden çok düşünür, hep koruyup kolladığı küçük kardeşi için en iyisini isterdi. Farkına varmıştı ölüyor olmamın. Hiç unutmuyorum. “Rabia bak Kenan sıkıntı çıkarırsa ben seni gönderirim.” diyordu. Hatta bunun için sistemden faydalanmış bir arkadaşıyla tanıştırdı ve gerçek dirilişim nihayet başladı.

11401467_1005576129461881_3435641775112808333_n
Kilobekçimle tanıştım bu süreçte. Hani hep okşanan gururumun istediği lafları söylemiyordu o. Bir gün hiç unutmuyorum “Ya Hakan Bey bana biraz gaz ver, diğer üyelerinle beni karşılaştır da ben biraz kamçılanayım” dedim. O, “Rabia Hanım biz gazla çalışmıyoruz, herkes ayrı bir değer, herkesin süreci kendine özel” deyip duymak istediğim, gururumu okşayan laflara hiç girmedi. O da anlamıştı sanırım her şeyin sebebinin okşanmak isteyen gururum olduğunu. Sürekli makaleler gönderiyor, olumlamalar paylaşıyor, zihnimi hücre hücre diriltiyordu. Dedim ya ruhumu diriltmekti tek istediği… 5 ay gibi bir süreçte hiç ama hiç “Rabia Hanım çok kaçırmışsın, çok yemişsin” demedi. Yemekler ve kilo vermem ikinci, üçüncü plandaydı sanki… Eski yaşantılarımın kötü anıları beni kucakladığında hemen müdahale edip bilinçaltımın bana yaptığı zarardan bahsetti. Elimde olanla yetinmemim, anın güzelliklerinin peşinden koşmamın bana neler katığını anlattı. Bir nefesteki şifadan, güzel bir düşüncedeki mucizeden, güzel düşünmenin ve şükretmenin ruha verdiği dirilişten bahsetti hep. Uyumakla ne kadar çok şey kaybettiğimden, televizyon izlerken de bilinçaltıma farkına varmadan gönderilen mesajlardan, suyu yudum yudum içip olumlu düşünerek bir yudum suyun bile tüm hastalıklara şifa olduğundan ve burada anlatamayacağım ve hayatıma kazandırdığı birçok güzellikten bahsetti. Bir müddet sonra hiç sormadan sorgulamadan itaat ettim onun sözlerine, o diyorsa bir bildiği vardır diyerek duyar duymaz heyecanlandım ve hayata geçirmek için atağa geçtim. Ölü gibi yaşıyorken,  ölü toprağı serpilmiş ruhum canlandı. Ruhumu bedenim kucakladı… Bedenim ve ruhum birlikte olup hâkimiyetine son verdiler gururumun ve rahatına düşkün nefsimin.

Ve çoğu hikâyede olduğu gibi işte mutlu son. Bedenen ağırlıklarımdan kurtuldum 71 kilodan en son 54’e (şimdi bilmiyorum ve ilgilenmiyorum) indimAma inanın kilo vermem bedenen yaşadığım değişimin, ruhsal olarak yaşadığım değişimin yanında hiçbir şey. Keşke size ruhumdaki değişimin ve yeniden dirilişin de sayısal verilerini verebilme şansım olsaydı. Maalesef ki bunu ölçecek bir tartı henüz keşfedilmedi. Ama şimdi daha bir başka bakıyorum hayata. Daha çok görüyorum güzellikleri, daha başka içime çekiyorum oksijeni ve daha başka seviyorum herkesi, her şeyi. Bence bu değerleri kazanmak kilo olarak değişmekten daha da güzel, kilo zaten kendiliğinden gidiyor. Artık baskülle, kaloriyle işim kalmadı. Bütün hesapları diyetisyenlere bırakıyorum, bir ömür boyu… Ben özgür ruhumun peşindeyim, onun derdindeyim.

İşte bu benim yeniden diriliş, yeniden fark ediş hikâyem… Sonu mutlu ve geleceği çok umutlu bir hikâye…

Teşekkürler Halil Bey, teşekkürler Kilobekçim.

R.Y.

 

ALINTI:

Yukarıda okumuş olduğunuz zayıflama başarı hikayesi  VÜCUDUN ŞİFRESİ sitesinden alınmıştı. Yazının devamını okumak için linke tıklayınız:
http://www.vucudunsifresi.com/tr-tr/yorumlar.asp?RecID=626&TabID=0

 

AÇIKLAMA:

HK Performans 9 ay 10 günde REJÜVENASYON Programı; bedensel değişimin yanı sıra kalıcı zayıflamak için güçlü bir motivasyon,  algı ve alışkanlık değişimi üzerine, GELİŞEREK DEĞİŞİM eğitimleri içermektedir. Zihni özgürleştirmek ve özgür birer kişi olmak için öncelikli olarak;  doğru miktar algısı ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimle ideal kiloda yaşamanızı sağlar. İdeal kilo, kendinizi sosyal ve duygusal olarak iyi hissettiğiniz kilodur.

Tüm bu değerli sonuçlar için Kişiye Özel Üstün Performans Çalışmaların bir kısmı YATILI KAMP’lardan oluşmaktadır.  Zamanı uygun olmayanlar için programın tamamı yeni nesil uzaktan eğitim sistemleri ile bilgisayar ortamında desteklenmektedir. İster kamp, ister web tabanlı online sistemler olsun  tek amacımız sizi hayalinize kavuşturmaktır. Hedef odaklı kalıcı değişimler için HK Performans‘ı araştırın, takip edin ve size açılan bu kapıdan içeri girmek fazla düşünmeyin.

 

Doğru Kapıda Doğru ANAHTARLASINIZ!

HK Performans            www.hk.com.tr           www.vucudunsifresi.com

 

Etiketler: zayıflama kamplarızayıflama otelikalıcı zayıflama, sağlıklı zayıflamaobezite tedaviziobezitemide kelepçesi, mide balonu, mide balonu zararlarıkilobekçisihk performansHalil karguluhızlı kilo nasıl verilir

 

OBEZİTE TEDAVİSİ VE GASTRİK BYPASS AMELİYATI

GELİŞEREK ZAYIFLAMAHala bu ameliyatı düşünenler var mı? Bu yazıyı okuyan herkesin uzaktan yakında ilgisi olsa gerek. Kusura bakmayın ama gastrik bypass ameliyatı hakkında pek de iyi şeyler söyleyemeyeceğim.

Geçen yıl gastrik bypass ameliyatı oldum. 117 kiloda morbid bir obezdim. Her gece gözlerimi yumarken yarına çıkamayacağımı düşünürdüm. Gastrik bypass ameliyatı ile canımı kurtarayım derken az daha canımdan oluyordum. Sürekli ishal, terleme, bulantı… Üstelik fıtık oldum. Hala daha normale dönebilmiş değilim. Okuduğum bir kitapya yazıyordu, adını unuttum. Obezite tedavisi cerrahi müdahale ile olmaz diye. Üstelik bu ameliyatlarda ölüm riski bile var iken neye tutunmaya çalıştığımızın farkında bile değiliz. Benim aklım başıma geldi ama iş işten geçtikten sonra. Siz siz olun bu tür ameliyatlardan kesinlikle uzak durun. Mide balonuymuş, mide kelepçesiymiş, gastrik bypassmış falan… Bunların hepsi palavra!

HIZLI, SAĞLIKLI VE KALICI ZAYIFLAMANIN EN GÜVENİLİR YÖNTEMİ İÇİN TIKLAYINIZ.

Obezite tedavisi, obeziteye kesin tedavi, obeziteye kalıcı tedavi, obezite tedavi merkezi, obezite ameliyatı, obezite ameliyatı fiyatları